ASU websites use cookies to enhance user experience, analyze site usage, and assist with outreach and enrollment. By continuing to use this site, you are giving us your consent to do this. Learn more about cookies on ASU websites in our Privacy Statement.
Element: kimyada, kimyasal bir işlemle parçalanamayan bir madde.
Fotosentez: ışık enerjisini kimyasal enerjiye çeviren reaksiyonlar zincirinin bir grubudur. Ayrıca fotosentez enerji bakımından zengin karbonhidratlardan nişasta üretir. Fotosentez, bir bitki hücresinin kloroplastında gerçekleşir.
Karbondioksit: bir karbon atomu ve iki oksijen atomundan oluşan bir kimyasal (gaz) bileşiktir.
Klorofil: bitkilerin gün ışığını absorbe etmelerini sağlayan ve bitkilere yeşil rengini veren pigmenttir.
Kloroplast: bitki hücrelerinde ışık enerjisini bitkilerin besin olarak kullanacağı şekere dönüştüren organeldir. Alg gibi diğer canlı organizmalar kloroplast içeren hücrelere sahiptir.
Kütle: bir obje içerisindeki madde miktarını belirtmek için kullanılır. Eğer atomların sayısını biliyorsanız, atomların özkütlesi ve nesnedeki atom türüne göre, kütlesini hesaplayabilirsiniz.
Oksijen: havanın yaklaşık %21’ini oluşturan ve birçok organizmanın yaşamak için ihtiyaç duyduğu bir elementtir.
Bir bitkinin kütlesi nereden gelir?
Bitkilerin kütlelerinin nasıl oluştuğunu hiç merak ettiniz mi? Tüm bu yapraklar ve dallar bir yerden gelmeli ama nereden? Bitki gelişiminin ana bileşenleri su, hava ve enerji olduğu ortaya çıkmıştır.
Bitkilerin kütlelerini aldıkları yer.
Havanın serüveni
Karbondioksit molekülü bir karbon ve iki oksijen atomundan meydana gelmiştir.
Etrafınızdaki hava size boş görünebilir, ama öyle değil.
Hava, molekül dediğimiz küçük parçalardan oluşur. Hatta yeterince hava molekülünüz olursa, bunları tartabilirsiniz.
Havadaki moleküllerden ikisi oksijen ve karbondioksittir. Oksijenin yaşamamız için gerekli olan en önemli molekül olduğunu düşünebilirsiniz ancak karbon da oldukça önemlidir. Dünyada tüm canlılar karbondan oluşur.
Suyu bedenlerimizden çıkardığımızda karbonun, geriye kalan ağırlığımızın ya da kütlemizin çoğunluğunu oluşturduğunu görürüz. Aynı şey, bitkiler için de geçerlidir.
Bitkiler karbonu, bu kaynakların hiçbirinden alamaz.
Biz karbonu yediğimiz gıdalardan alırız. Peki sizce bitkiler karbonu nereden alır? Bitkiler karbonlarını topraktan, güneşten veya sudan almazlar.
Bitkiler karbonu havadan çeker.
Bitkiler havadan mı oluşur?
Bitkiler gelişmek için güneşten enerjiye, topraktan suya ve havadan karbona ihtiyaç duyarlar.
Hava çoğunlukla azot, oksijen ve karbondioksitten oluşur. Peki bitkiler büyümek için ihtiyaç duydukları karbonu nasıl alırlar? Bunun için karbondioksiti havadan emerler. Bu karbon, bitkilerin yeni yaprak, kök ve gövde oluşturmak için kullandığı yapı malzemelerinin çoğunu oluşturur.
Bitki gelişimi için bir diğer önemli materyal ise sudur. Su iki hidrojen atomundan ve bir oksijen atomundan oluşur. Sudaki hidrojen, glikoz moleküllerin yapımına yardımcı olmak için kullanılır.
Bir bitkinin %95’i su olabilir. Suyu karbon yapılarının arasını dolduran bir dolgu maddesi olarak düşünün. Bir bitkiden suyu alıp, geride kalan kuru maddeye bakarsak, bu malzemenin büyük bir kısmının havadan geldiğini görürüz.
Ayrıca kökleri aracılığıyla bitkiler, ihtiyaç duydukları küçük vitamin ve mineral parçalarını da alırlar.
Bitkiler, hücrelerini korumak ve büyümelerini sağlayan yeni hücreleri oluşturmak için çok fazla enerjiye ihtiyaç duyarlar.
Karbonun serüveni
Bitkiler, yaprağın yüzeyinde bulunan, stoma denilen küçük açıklıklardan karbondioksiti emer.
Bir bitki yaprağını yakınlaştırırsak, hücreleri daha yakından görebilir, stoma denilen küçük açıklıkları bulabiliriz. Stoma, hücreler arasındaki özel alanlardan yapılmış deliklerdir. Bu delikler, bitkilerin karbondioksiti havadan aldıkları yerdir.
Karbondioksit alındığında, hemen yaprak içindeki bitki hücrelerine girebilir. Bitki hücrelerinin içinde fotosentezin gerçekleştiği kloroplast denilen özel hücre parçaları bulunur.
Bitki hücresinin içinde daire içinde işaretlenen, yüzlerce kloroplastlardan biridir.
Bitki hücreleri kloroplasttaki yeşil ışığı yansıtan moleküller nedeniyle yeşil görünür. Her yeşil bitki hücresinde çok sayıda kloroplast vardır. Hücrenin geri kalanının çoğu genellikle net görünür.
Kloroplastların içinde olan karbon, oksijen, hidrojen ve enerji - glikoz denilen şekeri üretmek için kullanılır. Glikoz üretim sürecinin tamamına fotosentez denir.
Glikoz molekülleri selülozu oluşturmak için bir araya gelir.
Daha sonra glikoz molekülleri selüloz adı verilen uzun zincirleri oluşturmak için birleşir. Selüloz daha sonra hücre duvarı gibi bitki yapılarını oluşturmada kullanılır.
Daha fazla hücre bölündükçe, bitkilerin yaprakları, gövdeleri ve kökleri daha da büyüyebilir.
Bu yapılar ve malzemeler su ile de inşa edilirler.
Yeni hücre yapıları inşa edildiğinde, hücreler büyür ve yeni hücreleri oluşturmak için bölünür. Bu yeni hücreler yeni bitki büyümesini sağlar. Bu da bitkiyi giderek büyütür.
Yani hayatın bir yemek kitabını oluşturmak ve içine bir bitki büyüme tarifini eklemek istiyorsanız, sıradakileri eklemelisiniz.
Bazı bitkiler %95 su içerir. Daha fazla ayrıntı için resme tıklayın.
Bitkiler %95 oranında sudan oluşabilir. Bitkiler yapraktan çok fazla su kaybettiğinde solar.
Suyun yanı sıra karbon, bitkide en çok bulunan maddedir.
Bir bitki ağırlığının %95’ini oluşturan su, bitkiye kökleri aracılığıyla girer.
Bitkinin geri kalan kısmının çoğunluğunu oluşturan karbon bitkiye havadan gelir ve bitkilerin yapraklarındaki deliklerden girer.
Karbondioksitten gelen Oksijen ve sudan gelen Hidrojen yaprak ve köklere girer ve glikoz yapımında kullanılırlar.
Bitkide fotosentez yapılması için gerekli olan enerji güneş ışığından emilir.
Bitkilerin büyümeleri için suya, karbondioksite (havadan) ve güneş ışığından enerjiye ihtiyacı vardır. Karbon serüveninin tamamı için resme tıklayın.
Bir Bitkinin Olusumu
Bu bölüm Karla Moeller ve Charles Kazilek’in katkılarıyla hazırlanmıştır. Görseller: Sabine Deviche.
By volunteering, or simply sending us feedback on the site. Scientists, teachers, writers, illustrators, and translators are all important to the program. If you are interested in helping with the website we have a Volunteers page to get the process started.